SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

EBVABU TAKSİRİ’S-SALAT

<< 561 >>

باب: الصلاة بمنى.

2. Mina'da Namaz

 

حدثنا مسدد قال: حدثنا يحيى، عن عبيد الله قال: أخبرني نافع، عن عبد الله رضي الله عنه قال: صليت مع النبي النبي صلى الله عليه وسلم بمنى ركعين، وأبي بكر وعمر، ومع عثمان صدرا من إمارته، ثم أتمها.

 

[-1082-] Abdullah (İbn Ömer r.a.)'dan nakledilmiştir: "Ben Mina'daki namazları Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Ebu Bekir ve Ömer radıyallahu anhuma ile birlikte ikişer rekat halinde kıldım. Osman (r.a.) döneminin başlarında da onunla birlikte Mina'daki namazları böyle kıldım. Fakat Osman (r.a.) daha sonra tam olarak kılmaya başladı.

 

Tekrar: 1655

 

 

حدثنا أبو الوليد قال: حدثنا شعبة: أنبأنا أبو إسحق قال: سمعت حارثة بن وهب قال: صلى بنا النبي صلى الله عليه وسلم، آمن ما كان، بمنى ركعتين.

 

[-1083-] Harise İbn Vehb'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem güven ortamının en zirvede olduğu dönemde bizlere Mina'da namazları iki rekat olarak kıldırdı.

 

Tekrar: 1656

 

 

حدثنا قتيبة قال: حدثنا عبد الواحد، عن الأعمش قال: حدثنا إبراهيم قال: سمعت عبد الرحمن بن يزييد يقول: صلى بنا عثمان بن عفان رضي الله عنه بمنى أربع ركعات، فقيل لعبد الله بن مسعود رضي الله عنه فاسترجع، ثم قال: صليت مع رسول الله النبي صلى الله عليه وسلم بمنى ركعتين، وصليت مع أبي بكر رضي الله عنه بمنى ركعتين، وصليت مع عمر بن الظاب رضي الله عنه بمنى ركعتين، فليت حظي من أربع ركعات متقبلتان.

 

[-1084-] Abdurrahman İbn Yezîd'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Osman bize Mina'da dört rekat namaz kıldırdı. Bu durum Abdullah İbn Mes'ud'a arzedildi ve şikayetler iletildi. Bunun üzerine İbn Mes'ud فاسترجع [istirca etti yani inna ileyhi raciun] diyerek şaşkınlığını ve üzüntüsünü belirtti. Ardından da şöyle dedi: "Ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Mîna'da iki rekat namaz kıldım, ardından Hz. Ebu Bekir ve Ömer (r.a.) ile de Mina'da namazı iki rekat kıldım. Dört rekat kılmaktansa kabul olunmuş iki rekatlık namaz kılmak daha çok hoşuma gider.

 

Tekrar: 1657

 

 

AÇIKLAMA:     Bu konu başlığı şeytan taşlama günlerinde Mina'da namaz kılmakla ilgilidir, imam Buharî konu hakkında çok fazla görüş ayrılığı bulunduğu için bunun hük­münü zikretmemiş, sadece söz konusu bölgenin ismini aktarmakla yetinmiştir.

 

Selef alimleri Mina sakinlerinin/Mina'da ikamet edenlerin söz konusu dö­nemde namazı kısaltarak mı yoksa tam olarak mı kılacakları konusunda görüş ayrılığına düşmüşlerdir. Görüş ayrılığının sebebi ise söz konusu kısaltmanın yol­culuk yüzünden mi, yoksa hac ibadeti dolayısıyla mı yapıldığına dair tartışmadır. İmam Malİk'e göre bu kısaltmanın sebebi hac ibadetidir.

 

(Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem güven ortamının en zirvede olduğu dö­nemde...) Bu ifade namazları kısaltarak kılma hükmünün yol güvenliğinin bulunmadığı durumlar için geçerli olduğunu söyleyenlerin görüşlerine bir reddiye­dir. Bu görüş sahipleri İmam Müslim'in naklettiği şu rivayete dayanırlar: "Sahabîlerden Ya'la İbn Ümeyye Hz. Ömer'e yolculuk sırasında namazların kısal­tılarak kılınması konusunu sorunca, Hz. Ömer kendisinin de bu soruyu Resul-i Ekrem'e (s.a.v.) Sorduğunu Ve Resuluilah'in (s.a.v.): Bu Allah Teala'nm sizlere bağışladığı bir sadakadır" diye cevap verdiğini söy­lemiştir." Fakat Haris İbn Vehb'ten nakledilen rivayet, sahabîlerin yolculuk sıra­sında namazların her halükarda kısaltılarak kılınması ve kısaltma hükmünün yol güvenliğinin bulunmaması durumuna hasredilmemesi gerektiğini anladıklarını açık bir şekilde göstermektedir.

 

Hz. Osman'ın Mina'da namazı dört rekat kıldırması hac görevlerini bitirip şeytan taşlamak için Mina'da kaldığı sırada olmuştur.

 

Abdullah İbn Mesud'un Dört rekat kılmaktansa kabul olunmuş iki rekatlık namaz kılmak daha çok hoşuma gider şeklindeki ifadesi onun Mina'da namazın dört rekat kılınmasını caiz gördüğünü gösterir. Aksi halde ne dört rekatı ne de başka bir uygulamayı hoş görmezdi. Zira iki rekat dışındaki uygulamaların ta­mamı ona göre geçersiz olurdu. Abdullah İbn Mesud'un  diyerek şaşkınlığını ve üzüntüsünü belirtmesi ise daha evla ve üstün olan uygulamanın terk edilmesi dolay ısıyladır. Ebu Davud'un naklettiği şu rivayet de bu açıklamayı desteklemektedir: "İbn Mesud da namazı dört rekat kıldı. Kendisine: "Sen hem bu konudaki uygulaması dolayısıyla Osman'ı kınıyorsun, hem de na­mazı dört rekat kılıyorsun!" denince o şöyle cevap vermiştir: "Muhalif olmak hayırlı bir davranış değildir, serdir." Bu da göstermektedir ki, Hanefi'le'rin san­dığının aksine Abdullah İbn Mesud Mina'da namazların kısaltılarak kılınmasının farz olduğu görüşünde değildir. İbn Kudame şöyle demiştir: "Ahmed İbn Hanbel'den nakledilen meşhur görüş şudur: Kişi Mina'da muhayyerdir; isterse dört isterse iki rekat kılar, fakat kısaltarak kılmak daha faziletlidir." Sahabîlerin ve tabiunun çoğunluğu da bu görüştedir. İmam Şafiî bunun farz olmadığını söyler­ken görüşünü şu şekilde delillendirmiştir: "alimlerin tamamı yolcu bir kimsenin mukîm birisine uyduğu zaman namazı dört rekat kılacağında hem fikirdir. Şayet yolcunun namazı kısaltarak kılması farz olsaydı mukîme uyması doğru olmazdı."